DALYAN'daki çamur banyolarında ve kaplıcada bu arzunuzu biraz olsun gerçekleştirebilirsiniz.
Dalyan'daki kaplıca suları kaynağında 39 derece sıcaklıkta olup, bu kükürtlü sular, klörür, sodyum, hidrojensülfür, florür ve radyoaktif radon gazı içermektedir. Dalyan'ın kaplıcaları, geçmişte sadece yöre halkına şifa dağıtıyordu. İnsanlar çadır kurup, günlerce kür alıyordu. Bu suların, başta metabolizma, sinir, romatizma, siyatik, kadın ve cilt hastalıkları olmak üzere pek çok derde deva olduğuna inanılıyordu. Ameliyat olanlar da nekahat döneminde bu sulardan yararlanıyordu.
Bu sulardan Gelgirme Kaplıcası, 1990'lı yıllarda yeniden düzenlendi ve "Güzellik Çamuru" olarak ünlendi. Çamur banyosu, günümüzde eğlence kaynağı haline geldi. Burada 2 noktadan sıcak su çıkmaktadır. Bunlardan biri çamur banyosu halindedir. Saniyede 20 litre debisi olan diğer su küçük bir havuz halindedir. Çamura bulanan insanlar, canlı birer heykel haline geliyorlar ve birbirlerinin fotoğraflarını çekerek eğleniyorlar. Sürülen çamur, yaklaşık 45 dakika bekletiliyor. Kuruyan çamur, deriyi geriyor ve gözenekleri temizliyor. Duşlarda çamur temizlendikten sonra diğer kaplıca kavuzuna giriliyor. Burada 30 dakika kalmanın yararlı olduğu söyleniyor.
Rıza Çavuş Girmesi ise tarlaların arasında doğal halindedir. Yöre halkı daha çok Rıza Çavuş Girmesinden yararlanmaktadır. Bu kaplıca daha çok kalabalıktan hoşlanmayan ve daha çok şifa arayanların tercih ettiği bir yerdir. Burada kaplıca suyunun göl suyuna karıştığı yerden doğal çamur çıkarabilirsiniz.
Yaşlanmanın yasaklandığı KAPLICA SULTANİYE
Köycegiz gölünün güney batısında, Ölemez dağının eteklerinde yer alan Sultaniye Kaplıcası ise Dalyan'a 4 kilometre uzaklıktadır ve Dalyan'dan tekneyle gidilmektedir. Karayolu ile Özel Çevre Koruma kurulunun onay vermediği Dalyan kanalının iki yakasını birleştirecek olan köprü yıllardır yapılamadığı için ancak Köyceğiz Gölü'nün etrafına dolaşmak gerekmektedir.
Çevrede tekerlekli sandalye veya sedyeyle getirilen hastaların 21 kürlük bir tedaviden sonra yürüyerek gittiklerine dair çok sayıda öykü dinleyeceksiniz. Bunlara inanıp inanmamayı size bırakıyoruz ama kesin olan bir şeyi belirtiyoruz: Sultaniye Kaplıcası Türkiye’nin en yüksek radyoaktivitesi olan kaplıcasıdır. (98.3) 39 Derece sıcaklıktaki su kalsiyum klorür, kalsiyum sülfat, kalsiyum sülfür ve radon içermektedir. Romatizma, siyatik yanında cilt ve kadın hastalıklarına da iyi gelmektedir. Ama asıl önemlisi radyoaktivite yüksekliği yoluyla rehabilite edici özelliğinin varlığıdır.
Kaplıcanın Kaunos’lular tarafından bundan ikibin yıl önce açıldığı belirlenmektedir. Çevredeki hastane kalıntıları da bunu doğruluyor. Ancak bu kalıntılardan çok azı günümüzde görülebilmektedir. Burada Roma ve Bizans dönemlerinde ünlü bir hastane bulunduğunu ve kapısında "Buraya ölüm giremez" diye levha asıldığını biliyoruz. Tarihi kaynaklar, eteğinden kaplıca suları fışkıran Ölemez Dağı'nın adının da bu hastane levhasından kaynaklandığını yazmaktadır. Ancak, bu hastanenin kalıntıları yavaş yavaş yok olmaktadır. Bir bölümü ise şimdiki kaplıcanın hemen önünde, Köyceğiz Gölü'nün sularının altındadır.
2000 yılından sonra buraya turistleri çekmek için tarihi kalıntıların ortasına açık bir havuz yapıldı ve taşıma toprakla çamur banyosu kuruldu. Göldeki kalıntılar eskiden görülebiliyordu. Bu topraklar duş suyuyla göle akıyor ve su bulandığı için kalıntılar artık görülemiyor. Özel Çevre Koruma Kurumu'nun tarihi eserleri korumak için kaplıca suyunun borularla yakındaki düz bir alana götürülmesi ve kaplıcadan yararlanma tesislerinin burada kurulması projesi vardı. Ancak henüz gerçekleşmedi.
Sayfamızı Paylaşın / Share This
|